DİBİ KARA

   
DİBİ KARA

   Çeşit çeşit kızartmalar, mezeler yapmıştım. Yanında kendi usulüm domates sosu iyi gidecekti. Malzemeyi hazırladım. O gün büyük teyze misafirimizdi. Büyük teyze mutfağa, yanıma gelerek;


-"Bir bakalım, o güzel meşhur sosunun sırrı neymiş."

diyerek geçti oturdu. Dolabı açtım. Uygun bir tava çıkarttım. Büyük teyze;

-"O tava ile mi yapacaksın?"

Kafamı çevirdim, yüzüne öylece baktım. Tava gayet güzel, kaliteli ve temizdi.

-"O dolapta, arka tarafta bir tava daha var. Görüyorum. Onda yap."


İlginç..! Dolabın arka tarafındaki duran o tava dibi kararmış eski bir tavaydı. Kırık, çizik birşey değildi ama açıkçası kullanmak için en son tercihimdi. Hele ki misafir yanında.. Büyük teyze, acaba neden o eski tavada bu kadar ısrarlıydı. Anlamlandıramamıştım. Bunu farketmiş olacak ki;



-"Yavrum, tavada kırık çizik yoksa dibinin karası seni korkutmasın. Tava olgunlaşmış demektir. Özleşmiştir ve yeni bir tavaya göre yemeğe daha çok lezzet verir."


dedi. O gün o eski tava ile yaptım domates sosunu. Gerçekten çok güzeldi. 


     Hayatım boyunca şunu tecrübe ettim: Hiç birşeyin yenisi en iyisidir demek değilmiş. Bir düşünün..! Yeni bir ayakkabı nasıl da acıtır ayaklarınızı ilk giydiğiniz zamanlarda.İnsanın da dibi kararmış olanı makbulmüş meğer. En çok da bunu anladım yaşadığım süreçte. Erkek ya da kadın, her kim ise geçmişinde gezinmenin bir yarar sağlamadığını gördüm. Deneyimledim.

       Dibi kara insanların hayatıma daha fazla lezzet kattığına inanıyorum..!

   Seda ATALAY









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Seda'nın Kalemi

SEVGİLİ ÖMER

Sevgili Ömer, Bugün doğum günün, ben seni aramayacağım. Kutlamayacağım... Ömer,geçenlerde seninle ilgili bir haber öğrendim ve numaranı...