BANA BİR UMUT VER

     
BANA BİR UMUT VER
 Olmayan birşeyi varmış gibi göstererek bir kediye bile umut vermeyiniz demiş İslam peygamberi. Oysa umut, en büyük ticaret. Umut taciri deriz, parasını aldığı işi yalan dolanla tamamlayamayanlara. Bu uğurda kimbilir kaç kişi öldü, öldürüldü binlerce yıldır. Kimbilir kaç kişi umut seline kapıldı, yıkıldı, savruldu. 
Tutulmayan verilmiş sözler. Umutlarına yetemeyen ömürler. Nesilden nesile beklentiler.. Hepsi bir yana da bunu akademik kariyere dökenlere ne demeli? 

       Kadının kızı hasta;

-"Ne doktorlara, uzmanlara götürdük iyileşemedi. Gitmediğimiz hoca kalmadı. Muskalara verdiğimiz parayla ev alırdık. En son gittiğimiz hoca Papaz büyüsü yapılmış dedi. Bizi papaza gönderdi."

diyor. Kızı yine de iyileşememiş. Beğenmemiş uzman doktorları ya; aslında çabucak mucize beklemiş. Bir iyileşme süreci olduğunu düşünememiş. 

-"Gittiğim bütün hocaların nefesi kuvvetli dediler. Herkes memnun, bir bize yaramadı."

-"Peki memnun olanların dertlerine deva bulduklarını gözlerinle gördün mü, duydun mu?"

Susuyor. Çünkü bir umut inanmış. Toplumların cahillik ve mutsuzluk oranları ne kadar yüksek ise umutlarını fantastik şeylerden arayışları bir o kadar fazladır. Dilimizde pelesenk olmuş adeta "fala inanma, falsız da kalma". Oysa toplumumuzun yüzde doksanının inandığı din "fal ve büyü Allah'a küfürdür, günahtır" diyerek yasaklamıştır. Yine de bile en cahil insan ile çok okumuş insanın en çok birleştiği şeylerdendir fal. Cahilin, bilgeyi en çok yendiği, sömürdüğü alan. 

       Şehir merkezinde yürüyorum. Yüksek katlı bir binanın balkonunda cadı görünümlü bir heykel. Yanındaki tabelada "fal ve tarot bilim merkezi" yazıyor. Oraya defalarca giden bir arkadaşım, vergi levhalarının bile olduğundan bahsediyor. Büyücülüğün yasal hali.. Bir kitapta okumuştum. Hitler, bir takım kararlar alırken astrologlara, astroloji haritasına baktırırmış. Sonuç...

       Kuşkusuz astroloji, fal meraklılarının en fazla ilgi alanıdır. Binlerce yıldır kendilerine kahin sıfatı takılan insanlar kehanetlerde bulunmuşlar ve yaptıklarının bilim olduğunu savunmuşlardır. Şimdi bu insanların daha bilimsel görünümlü, havalı bir ismi var: astrolog. Dinler, birer felsefedir. İnsana iyi olmanın sırlarını verir. Ancak, insanlar zekaları ile kutsal kitapları fal ve büyü kitabına çevirdikleri gibi; astronomiyi de astroloji adı altında falcılığa çeviren bilim insancıkları yaratmışlardır. Astrologlar, muskacıların aksine daha modern görünümlü ve akademisyenlerdir. Muska yazmazlar, eline üçgen dürülmüş fotokopiler tutuşturmazlar. Ancak bir muskacının da kullandığı bilgilerin aynı ile haritanızı oluşturur, size yön verirler. Matematik kullanırlar. Ama kesin sonuç vermezler şahsa yönelik. Oysa metematik dahil, bilimde sebep ve sonuçlar kesindir. Kesinleşmemiş sonuçlar ise bilimsel nitelik taşımaz, sadece umut verir. Astrolojiye göre  herkes mülk zenginidir adeta. Oniki tane evleri vardır. Bu evler astrologların tahminlerindeki yanılgılarını kurtaran en önemli etmenlerdir. Dedikleri birşey tutmadıysa illaki evlerinden birindeki bir durum tetiklemiştir. Eee tabi ev sayısı çok olunca kıvırmak da kolay oluyordur. Biri değilse diğeri durumları.. Siz tatmin olmayınca da size hemen cahil damgası vuruluyor..! Muskacılar ile astrologların birleştiği bir nokta ise; asla yaptıkları iş falcılık değil, öngörü ve bilimdir..

       Kendilerine astrolog diyen kişiler öngörülerini yükselttikçe; daha doğrusu,  insan algılarını çözmeye başladığında kendilerine danışmanlık sıfatı kazandırırlar. Bundan sonra gelsin paralar dönemi başlar. Çünkü astroloji ile yatıp kalkan insanların sayısı hiç de az değildir. Oysa önce astrologların hayatlarına bir göz atmak lazım. Siz hiç zamanla güzelleşen bir astrolog gördünüz mü? Ama eminim güzel iken çirkinleşenleri çoğumuz biliriz. Peki hiç güzel bir hayat yaşayan, dört dörtlük hayatı olan bir astrolog biliyor musunuz? Peki onlar herşeyi bir haritaya bakıp söyleyebiliyorlarsa, kendileri neden hayal kırıklıkları yaşıyorlar?

       Kehanet kendini şirk koşmak ise neden şirklerin peşinden gitmek ihtiyacı duyuyoruz? Oysa hayatımız bir kader ile başlar ve akıl ile devam eder. Eğer kehanetler ya da haritalar hayatımıza yön verecekse akla neden gerek duyuldu? Suyun akışı durdurulabilir mi? Yönünü değiştirdiğiniz su bir gün kendi yolunu bulmaz mı? Eğer savunulduğu gibi astroloji en uygun zamanlamaları bilme bilmi ise hayatına kendin yön vermiş mi oluyorsun? Peki burada benim ya da kalbimin işi ne? Fal, kehanet ve büyü ile doldurduğunuz hayatınız ne zaman size bir çiçek sundu? Birileri umut denen bir pasta yiyor. Akıl bedava, kullanın..

       Binlerce yıldır dünyada, insan davranışlarında bir değişiklik yaşanmadı. Medeniyet adı altında teknoloji ve moda oluştu. Ancak insanoğlu binlerce yıl öncesinde olduğu gibi halen birbirlerini katlediyor ve geleceklerini yıldızlardan okuyor..!

   Seda ATALAY






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Seda'nın Kalemi

SEVGİLİ ÖMER

Sevgili Ömer, Bugün doğum günün, ben seni aramayacağım. Kutlamayacağım... Ömer,geçenlerde seninle ilgili bir haber öğrendim ve numaranı...