DEVLETE NE GEREK

     Bir şeyler ters gidiyor diyorum kendi kendime, kendim dinliyorum. Ne güzel de büyütüldük oysa; yalansız, dürüst, dobra. Hep olması gerekenleri öğrendik, hiç bir şey yolunda gitmedi. Halbuki olanlarla, olması gerekenler farklıydı. 
     Hani bir Nasrettin Hoca fıkrası vardır:  Hoca fıkranın sonunda;

   DEVLETE NE GEREK
-"Hırsızın bunda hiç mi suçu yok?" der.

     Maalesef benim yaşadığım dünyada hırsızların da, haydutların da, tecavüzcülerin de, yalancıların da vs. hiç suçu yok.! Sesli olarak kınama cezası çoğu zaman yeterli olabiliyor. Her zaman için mağdur kişi tedbirsizlikle suçlanırken; asıl tedbir alması gereken kurumlar ise yasal bir dayanak olmadığını söylüyor. Mağdur hele ki kadınsa çoğu kere aldırış bile edilmiyor. Ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı;

-"Olur mu böyle şey yahu?" diyor da;
-"Olmaz böyle şey, yasal düzenlemeler yapıp düzeltelim." demiyor.!

     Yıl 1997 sonları, eşim çek defterlerimi, olan para ve altınları alıp kayıplara kaybolmuş. İlk başvurulması gereken polistir diye düşündüm.  Aldığım cevap;

-"18'ini geçmiş koskoca adam, almış başını gitmiş. Hem karı-koca arasında hırsızlık olmaz."

    O günlerde böyle bir cevabı garipsemiş olsam da artık şimdilerde alışkanlık oldu. İnsanlar öldürülüyor; orada ne işi varmış, o kıyafetle orada olunur muymuş, illaki tahrik edici davranışı olmuştur, kız başına cık cık cık.. Kadınlar tecavüze uğruyor; evlendiriverin namusu temizlensin, nikahta keramet vardır... Çocuklar dilendiriliyor; aileleri sahip çıksaymış, yok efendim ya gerçekten fakirlerse... Boşanan kadın bağlattırdığı nafakasını bile alabilmek için mahkeme mahkeme koşmak zorunda kalıyor. 
     Merak ediyorum; devlet ne iş yapıyor? İki yılda emekli olabilen milletvekilleri, kendi menfaatlerini öne çıkaran yasalardan başka ne konuşuyor? Eli silahlı teröristler sokakta cirit atıyor, polis-jandarma yakalamak için adam kesmelerini bekliyor.
     Geçtiğimiz haftalarda bir arkadaşım ergenlik yaşlarındaki çocuğunun telefonunda tesadüfen 45 yaşlarında bir adamla yazışmalarını görüyor. Adamla facebookta tanışan çocuk, muhabbete whatsappta devam etmiş. Adam çocukla göya amca yeğen tavrıyla konuşmuş. Arkadaşım önce adamı arayıp ilk sinirini kustuktan sonra, şikayetçi olmak adına polise gidiyor. Yazışmaları okuyan polisin verdiği cevap;

-"Eee ne var bunda? Taciz etmemiş, cinsel içerikli konuşmamış." oluyor.

     Hiç düşünülmüyor ki; 45 yaşındaki adam, 13 yaşındaki bir çocukla ne konuşur.! Tacizci midir? Çocuk pornocusu mudur? Organ mafyası mıdır? vs... Arkadaşım tedbir olsun diye şimdilik çocuğunun elinden akıllı telefonunu almış, interneti kapattırmış olsa da; yarin bir gün okullar açıldığında çocuğun internetten araştırma yapması gerekebilecek, sosyal ortamlarda daha çok bulunabileceği için tehlike kaçınılmaz olabilecek. 
     Peki ne yapmalıyız?
     Yıllar önce Samsun-Bafra'da tanıştığım bir mafya lideri;

-"Yeğenim; bizim sizler gibi vatandaşlarla işimiz olmaz. Kabul kötüyüzdür, günahımız çoktur belki ama yasalar polisin ve jandarmanın halkı koruyabileceği şekillerde düzenlenmemiştir. İşte bu durumda devreye MAFYA girer." demişti.

     Kötü bildiğimiz mafya, polisten ve jandarmadan daha etkili bir şekilde can güvenliğimizi sağlayacaksa; devlete ne gerek? Üstelikte su testisi su yolunda kırılıyorsa..! 

     Seda ATALAY




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Seda'nın Kalemi

SEVGİLİ ÖMER

Sevgili Ömer, Bugün doğum günün, ben seni aramayacağım. Kutlamayacağım... Ömer,geçenlerde seninle ilgili bir haber öğrendim ve numaranı...