GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ

       "Söz gümüşse, süküt altındır" derlermiş eskiler. Son zamanlarda ülkemizdeki ve dünyadaki yaşanılanları ve davranışları izliyorum köşemden sessizce. Eskiden benim için beyaz ve siyah vardı. Bu anlayışla büyütüldüm. Ya iyiydi ya da kötüydü ortası pek rast gelmezdi. Gri ise çok marjinal bir şeydi asla yakınımdan bile geçmeyen. Buna rağmen anlayamadığım bir şeyler vardı elbet. Örneğin; bir cinayet zanlısı idamla yargılanırken nasıl olur da müebbet ceza verilebiliyordu üstelikte suçu sabitken. Ya da aynı zanlı bir süre sonra nasıl oluyordu da aftan, yaşlılıktan ya da hastalıktan dolayı cezasından muaf tutulabiliyordu.
       Öfke yersiz patlamalara, sarfedilen sözlere ve davranışlara sebep olabiliyor çoğu kere. Böyle durumlarda genellikle haklıyken haksız durumlara düşüvermeniz işten değil. Haklı olmakta her lafı sarfedebileceğiniz anlamına asla gelmez. Densizin biri çıkmış Türkiye Cumhuriyetinin kurucu adına cehennemden havadisler getirmiş. Bunu eğitimci bir insanın yapmış olması çok manidar. İnançlı mıdır bilemeyiz, kalbi değiliz. Ancak imanlı olmadığı aşikar. Sosyal medyaya bakıyorum; kimsenin ağzı torba değil ki büzesin. Herkes o zat-ı muhtereme cevap yetiştirmek için adeta yarışıyor. Sanki vatanseverlik böyle anlaşılıyor! Birisi de beni eleştiriyor;
-"Sen nasıl olur da sessizliği savunursun?"diye . Diyorum;
-"Söz gümüşse süküt altınmış". 
       Konuya çok uygun sevdiğim bir hadis*i şerif var.
       İslam peygamberi Hz.Muhammed, yakın arkadaşı Ebu Bekir ile bir mecliste otururlarken müslüman olmayan ve müslümanları da hiç hazetmeyen bir adam içeri girer oturur. Adamın her iki sözünden birinde Hz. Muhammed aleyhine atıflar vardır. Adam konuşur Hz. Muhammet Susar. Onun susmasına bir anlam veremeyen Ebu Bekir şaşkınlık içindedir. En sonunda dayanamayıp adama bir cevap verir. O anda Hz. Muhammed kalkar ve dışarı çıkar. Ebu Bekir peygamberin bu davranışına anlam veremez ve ardından gider. Peygamber bir ağacın altına oturmuştur. Ebu Bekir yanına yaklaşarak;
-"Ey Allah'ın Resulu! O adamın densiz konuşmalarına onca sustun da benim verdiğim tek kelime cevaba neden bozuldun ve meclisi terkettin?" diye sorar.
Hz Muhammed:
-"Haksızlıklar karşısında bu bir söz dahi olsa susan bir mazlum adına cevaplar vermesi için Allah dört tane melake gönderir. Ancak sen sessizliği bozmakla melakeleri kaçırdın. Ben melakelerin olmadığı yerde bulunmam" der.
     Güneş asla balçıkla sıvanmaz. Kim ne konuşursa ancak kendini ifade eder. Suskunluk; ağırbaşlılığın, efendiliğin ve mütevaziliğin gereğidir. Bunu anlamak ise tevekkülün icabıdır. Tevekkül ise zamanla oluşur insan benliğinde.
Şimdi ben geçmişe yönelik olarak "keşke" diyorum..

     Seda ATALAY    










1 yorum:

Seda'nın Kalemi

SEVGİLİ ÖMER

Sevgili Ömer, Bugün doğum günün, ben seni aramayacağım. Kutlamayacağım... Ömer,geçenlerde seninle ilgili bir haber öğrendim ve numaranı...