AŞK

     
İnsanoğlunun en güzel süsüdür AŞK..!
       
AŞK
     Aşık olan her kadın ve erkek gençtir. Yaşı kaç olursa olsun aşk insanı gençleştirir birden. Cildi berraklaşır. Saçları canlanır. Gözleri parıldar. Kulağı aşk kelebeğinin şarkıları ile dolar. Kalbinde çiçekler açar. Midesinde sevinçler taklalar atar. Adamlar, sabahları ıslık çalarak uyanır. Kadınlar, çiçekli elbiseler giyer. Bir de bakmışsınız doğa bile en fosforlu renkleri ile coşmuş.

    Mitolojinin en eski hikayesidir Adem ile Havva. Adem, Tanrı'nın yarattığı ilk insandır. Ona "Adam" demiş ve kainatın en güzel yerini vermiştir. Sınırsız güzellikteki ve zenginlikteki cennet adı verilen yerde kalabilmesinin tek şartı kendini nefsinden korumasıdır. Havva, Adem'in nefsidir. Cazibeli, güzel ve akıllı olan Havva; Adem'e eştir. 

       Şeytan, kırmızılar içindeki bir kadındır..!

       Havva'nın kırmızı bir elbisesi hiç olmuş mudur bilinmez ama kıpkırmızı bir elması olduğu söylenir. Kırmızı aşktır, ihtirastır, gençliktir, danstır, kahkahadır, cesarettir. İşte bu yüzdendir ki aşkın rengi kırmızıdır derim hep..!

         Kırmızı nazar boncuğudur AŞK..!

       Kem gözlere inat vardır hep. Çoğu zaman ulaşılmaz olsa bile kalplerde yemyeşil bir murattır. Sen hiç kırmızılar içinde bir yeşil gördün mü? Aşkta umut arama sakın. Umut, gökyüzünde, denizlerdeki martı sesindedir. Oysa aşk, kahve telvelerindeki umutsuz bekleyiştir. 

       
     Umutsuzluğa inat mavilerde yürüyordu kara gözlü adam. Gözlerinin karasına inat yeşildi bakışları. Mavi bulutlar karardığında gelecekti kara gözlü, yeşil bakışlı kadın. Gözler aynı, bakışlar aynıydı aşkın büyüsünde muratları. Bir erkek ve bir kadın tan yeri kırmızılığında yeşil çizgiye birlikte bakarken dua edeceklerdi aşklarının sonsuzluğuna dair. 

     Kara bulutlar dağıldığında gökyüzü yanmaya başladı adeta. Adamın gözleri bir kızıllıkta, bir kızılı yaran yollardaydı. Ilık bir rüzgar okşuyordu tenini. Beyaz gömleğinin yakası açıktı bir kaç düğme filan. Kalbi yerinden fırlayıp geri giriyordu. Gömleğinin açık yakasından görünen boynundaki cevşene takıldı parmakları. Sıkıca tuttu. Dua etmekten çoktan vazgeçmişti aslında eski aşklarına dair. Hem ne olacaksa olsundu, hem de illaki olsundu. Yüreği sivri bir ok ile delinmişti artık. Kapanması beyaz elbiseli, yeşil bakışlı, kara gözlü kırmızı kadına mahsustu. Derindi nefesi; alıyor ama veremiyordu. 

       Ölüm ayırana dek değil, ölümün sonsuzluğuna dairdir AŞK..!

       Bir başkasının kalbini, kalbinde taşımaktır AŞK..!

       En derin yaralarına bile kafa tutmaktır AŞK..!

    İşte adam da böyle yaptı. Kafa tuttu geçmişindeki tüm kırgınlıklarına. Afetti, af diledi kalbinden. Artık kadınının kalbini taşıyacaktı göğsünde. Çiçekler yağıyordu gökyüzünden; kırmızı gelincikler, beyaz papatyalar. Seni seviyorum diye bağırıyordu adam, seni seviyorum. Cebinden çıkardı, saçtı yıldızları etrafa; geceden topladığı. 

       "Seven her erkek bir dünya kurarmış kadınına" dedi kadın adama bakarak. Bana dünyamı kurar mısın?

   Seda ATALAY



       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Seda'nın Kalemi

SEVGİLİ ÖMER

Sevgili Ömer, Bugün doğum günün, ben seni aramayacağım. Kutlamayacağım... Ömer,geçenlerde seninle ilgili bir haber öğrendim ve numaranı...