İŞTE ÖYLE BİRŞEY

 
İŞTE ÖYLE BİRŞEY

   Hani bir duygu vardır; ortalık ne siyahtır, ne de beyaz. Üstelik gri olduğundan bile emin değilsindir. Acı bir kızıllık da hakimdir yüreğinde. Ağlamazsın ama gülmek için bir sebebin de yoktur. Sırtın pek, karnın da toktur ama eksik olan şeylerin de çoktur. Eksiğini hissedersin, isim veremezsin bir türlü.


      Mecburdur seven herkes sevdiğine. Ama mecbur tutamazsın. 


    Boşa doldurursun dolmaz.   Dolusu da bir türlü almaz. Dolu olan tarafına bakarsın sevinemezsin. Boş olanına üzülmeye takat bulamazsın kendinde. Yoklara karşı itaatkarsındır. Varların ise flu. Eksiksindir işte. Birilerine eksik, kendine eksik, hayata eksik. Kolların güçsüz gelir bazen, ellerini kullanamazsın. Başın ağırdır boynuna, omuzların çökük. Boğazında düğümlenir soluğun da öksürmek sanki boşadır. Ağlarsın bazen için için, gözyaşların seni akmaya değmez bulur. Tutuşursun; alevler kor, korlar alev alev kül olur da sönmezsin. 

     Sırtın oyulur adeta. Bir bıçak ararsın, bir bıçak izi. Bulamazsın... Kalbin yanar cayır cayır. Ne bir duman, ne bir alev vardır. Söndüremezsin...

     İhanet desen ihanettir ama sanki hak gibidir. Ses edemezsin. Kızamazsın pek tabiki ama kırılırsın. Ama onu bile dile getirmeyi kendinde hak görmezsin. Susarsın.. Susarsın.. Sen sustukça bilmezsin sanılır ama bildiklerin dudak kıvrımlarındaki acı tebessüm ile karışır. 

     En çok da çemkirmeyi sever bu ihanet edenler. Yeri göğü inletirler de duymazsın. İlkinde sen de çığlıklar atarsın elbet. Sonraları asıl çığlıkların sessizlikle olduğunu anlarsın. Susarsın kimi erdeminden, kimi takatsizliğinden. Sustukça güçlendin sanılır. Ama en çok o zaman yığılmışsındır. Sustukça acıların bitti sanılır. En çok da o zaman acır yüreğin. Çünkü yanarken acımaz tenin, yanarken sızlamaz yaraların. Öfkelerin ağır gelir acına. Belki kaybettiklerine acımazsın da kaybettiklerin acıtmıştır seni ona ağlarsın. 

     Fırtınalar... İnsanları bir ağaç dalı, bir kopmuş yaprak, uçuşan bir kağıt parçası, eski bir poşet gibi savuran fırtınalar. Ne gri bulutları götürdüler, ne bahar dallarının çiçeklerine meyve verdiler. Yüreklere acı biber tohumları ektiler. Yüreklerdeki sevgiyi böldüler. Güldeki yaprakları uçururken, külleri yeniden kor ettiler. 

  Yaşananlar koymaz insana hiçbir zaman. Asıl ağır gelen yaşanmışlıkların telafisizliğidir. Zamandır telafisi olmayan, çalınan zaman. Geri gelmeyecek olan yitirilen her an. Ölümden gayrısı hep yalan. 

     Hani bir yağmur yağar da bazen. Hani gök gürler ya arkasından. Hani şimşekler çakar peşinden. Benimkisi de İŞTE ÖYLE BİRŞEY..

   Seda ATALAY


     

     

Seda'nın Kalemi

SEVGİLİ ÖMER

Sevgili Ömer, Bugün doğum günün, ben seni aramayacağım. Kutlamayacağım... Ömer,geçenlerde seninle ilgili bir haber öğrendim ve numaranı...